Fevzi Karakoç

Date of Birth: 1947
Nationality: Turkey
E-mail: pfkarakoc@gmail.com
Phone: +90 5324128423
Website: www.fevzikarakoc.com

Exhibitions

2008 CKM sanat galerisi KIRMIZI sergisi Ä°stanbul Turkey
2011 Linart sanat galerisi Istanbul Turkey
2011 Maçkamodern sanat galerisi istanbul Turkey

About

Fevzi Karakoç’un Sanatsal Yolculuğundan Kısa Notlar 1968 yılından beri üreten bir sanatçı o… Sürekli üretiyor ama tek düzeliğe düşmeden, sürekli yeniyi arayarak. Resmin dilini ve biçimini yeniden yeniden ararken salt mantık değil, duyguyla da bütünleşip, sanatın katı kurallarını aşma yürekliliğiyle bir senteze varıyor. Fevzi Karakoç’un boya resimlerindeki objeler, işaretlere benziyor. Ancak bu işaretleri izleyiciler okuyabilirler ama anlayıp kendi varlıklarının ötesinde anlamlandırmaları olası değildir. Ancak kendi benliklerine yapacakları yolculuklarıyla bir yoruma varmaları mümkün olabilir Maçka Modern’de sergilenecek yapıtlarında daha öncekilerden ayrılan önemli aşamalar söz konusu… Ama bu aşamalardan önce 68’den bu yana oluşturduğu yapıtlarına kısa bir göz atmak daha doğrusu onun sanat yolculuğundaki kilometre taşlarına değinmek istiyorum.Karakoç’un 1968 – 1990 arası işleri toplumsal ilişkiler içerir. Örneğin 1988 tarihli ‘Atlı Sultan’ da olduğu gibi resmin bölümlerini figürlerin belli detaylarını çizerek, boyayarak ve silerek oluşturuyormuş. Bu yüzden semiyotik olarak bu dünyanın bölünmüşlüğünü ve parselleştirildiğini yansıtıyordu. 1990’larda baskın unsur olarak at ve atlı figürleri, 1981 tarihli ‘Av Öncesi’ yapıtından kaynaklanan bir motif olarak anlatı öğesi olarak kullanılmak 90’lardan bu yana kullanılan figür serisi tekrarlanarak anonimleşmiş, kimlik gizlenmiştir. Monokrom bir arka plan figürleri desteklenmek için kullanılmıştır. ‘Beş Limon’la başlayan 2001 resimlerinde çoğunluk öğeler biber, nar, elma ve limon olmuştur. Bu objeler tanıdık bile olsalar bir öyküyü çağrıştırmazlar, biçimsel anlamlarının ötesinde bir semiyotik anlamı işaret etmezler. Tekrarlanan objeler salt biçimsel ve plastik olarak değer kazanırlar yani öykü ikinci plandadır. Karakoç’un sanatsal yolculuğunda bu çok önemli bir aşamadır denebilir. Maçka Modern sergisindeki bu son dönem çalışmalarında da bu ana karakteri gözlemliyoruz. Burada öğeler daha karmaşık olarak düzenlenmiştir. Bu da resme daha gerilimli daha dinamik bir atmosfer kazandırıyor. Resim boyutlarının büyümesi sanatçıya daha bir özgünlük kazandırmış gibi görünüyor. Küçük boyutlarda el ve bilek hareketlerinin yerini bilek, kol, omuz hatta tüm beden hareketleri almış… Böylece daha spontane ve doğaçlama ve doğal olarak büyük fırça hareketleri sanata da bir özgün dil olarak belirmekte. Daha önceki boya katmanları yerini suluboya gibi inceltilmiş yağlıboya efektlerine bırakmış. Bu da genelde minimalize edilmiş bir enerji ve güç patlamasının algılanmasına olanak vermekte. Geçmişte, rengin istediği efektini verene kadar yağlı boya katmanları oluşturarak üst üste sürüyordu. Resmin bu süreci estetiksel gözleme ve mantıksal değerlendirmeye dayanıyor. Şimdi, sulu boya da olduğu gibi spontane boyama sırasında anın duygusal dışa vurumu kırılgan bir yapı kazanıyor. Sonuçta, detaylar azalırken daha önceye göre minimallik ortaya çıkıyor. Aynı zamanda spontane boyamanın ortaya çıkmasıyla duygusal güç ve estetiksel enerji patlaması da belirdi. Sanatçı parçalanmış bir dil kullanıyor, şöyle ki, konu doğuyken dili batısal. Çalışmalar farklı kültürler ve hikayeler arasında bir köprü gibi. At, Osmanlı İmparatorluğundan bir yadigar ve iki boyutlu sunumu Osmanlı İmparatorluğundaki resim tarihine ve minyatür resimlere bir göndermedir. Çalışmalarının dışavurumcu mimikleri ve kavramsal yaklaşımı batı kültürüne ve resim tarihine dayanıyor. Bu sebeple, resimlerinin konuları doğu dili ile bağlantılı olsa da batıdan etkilenerek doğu ile batı arasında bir köprü olarak görünebilir. Sonuç olarak bu yapıtlar Karakoç’un sanatsal yolculuğunun bitmediğini gösteriyor. Bu bir son nokta değil. Biz yeni gelişmeleri merak ediyoruz. Çalışmaları yolculuğunda bizim de yer almamıza olanak veriyor. Bu aynı zamanda evrimsel yaratıcılığın gücünü ve onun yaratma gücünü bize sunuyor. Eğer öğrenmeye çalışırsak ve günlük hayatımıza uyarlarsak, Karakoç’un resimlerinde kullandığı bir çok boya katmanları gibi, bizim hayatımızı da zenginleştirdiğini göreceğiz. Dr. Marcus GRAF